Yıkımdan doğan bir hazin dayanışma öyküsü var “2 Yumak 4 Bucak” grubunun. “Severek öperek koklayarak örüyorum” diyor bir yardım sever kadın, bu sözler beni çok etkiledi. Ülkemizin dört bir yanındaki becerikli ve güzel yürekli kadınlar, depremzedeler için örüyor; iyileşiyor, iyileştiriyorlar. Bir bütünün, çaresizlikte doğmuş bir iyi niyetin parçası olmak istiyorlar. Depremin sarstığı yürekleri, sevgiyle örülmüş bereler, atkılar ve eldivenlerle sarıp sarmalamak istiyorlar.
Bu örgü Seferberliğini başlatan bu projenin bel kemiği Aycan Aksungur’a yönelttim sorularımı.
ÖRGÜNÜN YAPANA VE GİYENE İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ
2 Yumak 4 Bucak İyilik Hareketi Nasıl Doğdu?
Herkes gibi biz de 6 Şubat 2023 sabahına şok ve acı bir haberle uyandık. Durumu anlamamız, idrak etmemiz, yetersizlik hissine kapılmamız, çaresizlik ve endişe içinde kavrulmamız ile ilk üç gün geçti. 9 Şubat sabahı böyle devam edemeyeceğimize karar verip, umuda tutunma isteği ile çok sevdiğim iki yakın arkadaşım Şule ve Nergis ile bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik.
Üçümüz de ikinci üniversite kapsamında okuyan, Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencileriyiz. Dolayısıyla ders çalışmak için zaten sık sık bir araya geliyoruz. Benim moda perakendesi satın alma ve kategori yöneticiliği geçmişim var. Emekli olduğumdan bu yana hobi olarak örgü örüyorum. Yıllar sonra ablamın ısrarıyla tekrar örgüye başlamıştım ve bana çok iyi gelmişti. Örgünün yapana ve giyene iyileştirici, sıcaklık ve şefkat veren bir durumu olduğunu biliyorum. Bu duygu ile “2 Yumak 4 Bucak” projesini ortaya çıkardık ve bir örgü seferberliği başlattık.
2 YUMAK 4 BUCAK
Bu projede nasıl bir destek aldınız da, bir kar topu gibi başlayan örgü hareketi çığa dönüştü?
Herkes yetersizlik duygusundan bir çıkış olarak gördü bu projeyi ve kimse sorgulamadan hadi yapalım dedi. Özellikle bebekler, çocuklar ve kadınlar önceliğimiz oldu. Üşüyeni ilk önce kollarınızla sararsınız ya, yanımızda değillerse de örgülerimizle sararız diye düşündük.
Yakınlarımızla birlikte örelim dedik ancak toplasan sadece kırk kişi oluyorduk. Biz de sosyal medyadan duyuralım istedik, dört bir bucağa yayılsın istedik. Instagramda çok takipçisi olan Hikmet’e Hikmet-i Tabiyeci‘ye mesaj attım, projeyi anlattım. Sosyal medyadan takipçi sayımızı artırarak daha çok kişiye ulaşıp, daha çok ürün örüleceğini ve bu sayede depremzedelere ulaşabileceğimizi söyledim. Sağolsun bize çok destek oldu Hikmet, örgü seferberliğimize katkısı büyük oldu. “İyileşiyoruz, iyileştiriyoruz” yaklaşımı ile şahane bir post yayınladı. Yağmur gibi takipçi gelmeye başladı ertesi gün sayımız 250 oldu.
Türkiye’nin her yerinden mesajlar yağıyor, örgüler geliyor şu anda. Tam bir örgü seferberliği başlatmışsınız, kutluyorum sizi. Instagram sayfanız da var, orayı kim yönetiyor?
Son derece demokratik bir grubuz. Proje afet ile sınırlı mı kalsın, yoksa iyilik hareketine aramızdaki tabirle “örgü seferberliğine” dönsün? diye konuştuk ve karar uzun vadeli olsun diye çıkınca Instagram sayfamızı kurduk. Şule sayfayı açtı, Ecmel logoyu hazırladı. Grupça sayfaya isim önerileri yapıldı ve oylandı. Kazanan “2Yumak 4Bucak” oldu. Sayfanın yönetimi Şule’dedir, harika içerikler yazıyor. Ne hissediyorsa onu yazıyor ve bu konuda çok başarılı. Sayfayı paylaşıyorlar sayımız kırksekiz saatin sonunda 470 kişiye ulaştı. Benim şahsi hesabımın Aycan Aksungur DM’sine yetişemedim desem yeridir.
KİMSE ŞİKAYET ETMİYOR, SADECE ÖRÜYOR
Örgüler nasıl size ulaşıyor ve hangi yolla depremzedelere ulaştırıyorsunuz?
Ülkenin her yerinden gönüllüler örgüleri ile geliyor bir nevi sosyal kulüp olduk. Van’dan da var, Gelibolu’dan da var. Kısa zamanda organize olduk, İstanbul içinde ulaşım başlarda zor oldu tabi. “Hem örüp hem teslimat nasıl yapılacak?” derken, Nergis Salduz depolama ve lojistik kısmını yetkililerle görüşerek hızlıca çözdü.
Özellikle Anadolu yakasında “patronsuz kurye” ile kardeş ekip gibi çalışmaya başladık. Onlar da bizim örgü seferberliğinin gönüllü kuryesi oldular. Tek bir mesaj ile göreve hazır oldular. Ücret konuşmadılar bile söyleyin ulaştıralım dediler, sayfalarında bizden söz ettiler. Samet ve Yunus Emre’ye börek yapma sözüm var.
Bize en çok gençler inandı ve destek verdi. Oğlum Kutay ve en yakın arkadaşı Aren depremzedeler için yardım depolarında çalıştılar. O ilk günlerdeki gözlerindeki pırıltı söner gibi olunca, onlara umut ve güç vermemiz gerektiğini zaten daha iyi anlamıştık.
Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde lojistik manada ayrı ayrı organize olduk. Ankara’da sınıf arkadaşımız Zehra hocamız var Zehra Adıyaman, zaten fırtına gibidir. Yeri gelir Yıldız hanım minibüsle gider, yeri gelir Dilek, arkadaşa uğrayıp torbaları alır, belirlenen adrese bırakır. Fatma otobüsle, Zehra hocam aracıyla ürün toplayıp deprem bölgesine gidecek arkadaşımıza yetiştirir.
Kimse üşenmiyor, kimse şikayet etmiyor, sadece örüyor ve nereye bırakılacaksa oraya elleriyle teslim ediyor. İçine” 2 Yumak 4 Bucak” yazan not koyun diyoruz, onlar için çarpan yüreğimizi bilsinler istiyoruz. Elimizden gelse 10 şehrin tamamını örgülerimizle sarmak, ısıtmak, acılarını hafifletmek istiyoruz. Azdan az, çoktan çok diyoruz, maddi destek almıyoruz sadece ipleri aramızda takas ediyoruz.
Aycan Hanım bu süreç içinde bir çok mesaj aldınız, sizi en çok etkileyen mesajları bizimle paylaşabilir misiniz?
WhatsApp gruplarından gönüllülerimiz birbirleri ile haberleşip ördüklerini bir araya getiriyor. İnanılmaz olaylara şahit oluyoruz.
Aksaray – Ankara – Yurtdışı – Hatay’daki Canların birleşmesine vesile oldu bir arkadaşımız. Bu paha biçilmez bir seferberlik hikayesi.
Bazen de örgülerin arasına şöyle bir not ekliyor bir diğeri; “Yarısı benden yarısı da Kanada’dan gelen arkadaşımdan”
Aycan Hanım isim vermeden şu olayı anlatıyor; Elimde ördüklerimle evden çıkarken kırk yıllık kankam aradı diyor gönüllü arkadaşım, ben de ona kahveye gittim. Kankam kızının arkadaşının ailesinin depremzede olduğundan ve aniden yurtlar boşaltılınca “bizim kızın da eşyalarına sahip çıkın” dediğinden bahsetti. Onlar da kızının arkadaşının eşyalarını da alıp Aksaray’dan Ankara’ya gelmişler. Ben halısının üzerine serdiğim örtüde teslim edeceğim örgü berelerin, battaniyelerin fotoğrafları çekiyorken bir yandan da anlatıyorum. “Arkadaşlar grup kurdular örüp derleyip, depremzedelere destek olmaya çalışıyoruz.” deyince “Bizim Nur’un ailesi de Hatay’da perişanlar. Kayıpları da var, buradan ayrılmayız diye çadırlarda duruyorlarmış. Bir şeyler topladık oğulları Pazar götürecek” dedi. Bizim nane-salça-kurutulmuş sebze onlardan gelir her sene. Hemen aradım baş sağlığı diledim diye ekledi. “Bebeler çocuklar perişanlar” der demez, ben de elimdeki çantadan çıkan bebe giysilerini-battaniyeleri aynı çantaya koydum. Bu sayede @2yumak4bucak örgüleri ve yardımları birinci elden ihtiyacı olan çocuklara iletilmiş olacak.
YA ÖR, YA PAYLAŞ
Müthiş bir birlik olma, yardımlaşma ve sevgi çemberi olmuş “2 Yumak 4 Bucak” girişimi. Çoktandır unutmuştuk bu bütün olma duygusunu. Türk Halkı olarak çok ihtiyacımız varmış değil mi, özümüze dönmemize ne diyorsunuz?
Bizler acımızla burada olup, örüyor ördürüyoruz, şu sıralar konteynır mahalle kurulacakmış. Biraz olsun onların yaralarına merhem olabilirsek ne mutlu bize.
Her bir gönüllümüz birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde nasıl yardımcı olabilirim düşüncesi ile canla başla seferber oldu.
İzmir’den bir gönüllümüz kargolamayı yapabileceğini ve ona yönlendirmemizi istedi örülen işleri. Bir araya gelen gönüllüler ile örüyoruz sıcacık ilmek ilmek. Her biri ayrı emek, her biri ayrı güzel niyet.
Instagram sayfamızda her gün Şule güzel mesajlarla davet ediyor gönüllüleri. Bir gün oyuna, bir gün patili dostlarımız için örgüye davet ediyor. Örerken oyunları hayal et diyor, “oyuncakların kiminle dost olacağını, nasıl kahkahalar attıracağını hayal etmek serbest. Limit hayal gücün! Bakalım en çok nasıl mutlu ederiz davetine kimler gelecek.”
Bu acıları hep beraber saracağız. Elimizden ne gelirse, nasıl yapabilirsek? Sevgimizi, en güzel enerjimizi, duamızı ekliyoruz el emeğimize. Haydi sesimiz olun, paylaşın, destek olun. Her gönüllü daha fazla ürün demek depremzedelerimize. @2yumak4bucak gönüllüsü olmak için daha fazla beklemeyin… Hadi! Gönüllü kuzumuzun size bir mesajı var; Ya ör, Ya paylaş.
ÖRÜYORUZ ISITIYORUZ
Şu anda ben ne yapabilirim? diye soranlara cevabı çok basit, bu güzel yürekli becerikli kadınların.
Elinden ne gelirse kazançtır. İyileştirirken iyileşeceksin bak gör. Belki bir çocuğa dokunacaksın ailesinden uzak düşmüş. Belki yaralı bir teyzemizi ısıtacaksın, evinde hissedecek kendini. Ya da bir çocuk veya genç birliğin gücünü hissedecek başında beresi ile koştururken.
@2yumak4bucak biz biriz, hepimiz için varız. Haydi tutun ucundan bu iyilik hareketinin, tutun elleri. Bu eller sadece örgü örmüyor. Umut örüyor, sevgi örüyor, dostluk kardeşlik örüyor. İçimiz yanıyor. Kayıp giden hayatlara ve yarım kalan hayallere. Ördüğün bu bebek tamamlanacak ve bir kırık kalbi ısıtacak. Biz umutları, varolan gücümüzle yaşatmaya çalışıyoruz. İyileştikçe iyileşiyoruz. Örüyoruz ısıtıyoruz. Kusurları ile, yapabildiğimiz en sıcak hali ile afetin açtığı yarayı kapamaya çalışıyoruz. Sen yoksan bir kişi eksiğiz. Haydi gel.. Öremiyor olsan bile çok şey var yapacak… Bir ilmek de sen at aydınlık yarınlara.
Patili dostlarımızın deprem sonrasındaki yardımlarını unutamayız. Onlar da can ve biz @2yumak4bucak olarak herkesi, her yerde ve çok güçlü bir sevgiyle kucaklamak istiyoruz. İlmek ilmek örüyoruz…Sevgiyi, dayanışmayı, kardeşliği, huzuru… Haydi katılın bize.
ÖREREK ACILARI SEVGİYE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ
@2yumak4bucak gönüllüleri her yerde! Yolda, evde, işte… Herkes bir şey yapmak, yardım etmek istiyor. Örün dostlar, örün. Bilmiyorsanız örmeyi sesimiz olun… Yumak yumak saralım yaraları. Hep beraber!
“Annem…Bütün iplerini çıkardı. Bu mavi ama bundan sonraki kırmızı olacak. Biz Kocaeli’ndeyiz ama ne yapabiliriz?” diyorsan; Örebilirsin teyzecim. Sevginle ilmeklerinle ulaşabilirsin kırık kalplere. O güzel dualarınla, emeğinle sevginle sarabilirsin. Bundan daha etkili ilaç olur mu?
Sadece bu kadar. Evet, evinden, işinden ya da nereden istersen oradan bu girişime destek olabilirsin. Sadece örerek acıları sevgiye dönüştürmeye katkın olacağını bilsen, “ama ben bilmiyorum “ diyorsan sesimizi duyurarak destek olabileceğini bilsen…Hadi gel…
2 YUMAK 4 BUCAK İLE YÜREKLERİ ISITMAYA VAR MISIN?
İnsan en çok ne zaman üşür? Günlerdir yaşanan deprem felaketi ile aklımızdaki sorulardan biriydi bu. Nasıl yardım edebiliriz? Az da olsa nasıl merhem olabiliriz yaralara diye düşünürken üretmenin ve paylaşmanın gücü ile kendimizi toparladık. Evet örüyoruz. Depremin sarstığı yürekleri ısıtmak için el ele verdik. Bu sıcak işbirliğinde yerinizi almaya var mısınız?
Dünyada kalıcı olmanın bir çok yolu olabilir. Daima hatırlanacak eserler yaratmak gibi. Bilimle ve de çoğu zaman sanatla…
@2yumak4bucak gönüllülerinden belki de en büyüğümüz Hanife Teyzemiz. Gözler güzel görürken, eller güzel işlerken torunlarım için daim olayım demiş. Bir de kendisine niyetle ördüğü şalının, patiğinin daha çok ihtiyacı olana gönderirse” onu daha çok ısıtacağını söylemiş. Ellerinize sağlık Hanife Teyze.
PATİLİ CANLAR
Bu yürekler varoldukça yumaklar her bucağa yetişir. Böyle başlar her çaba. Uzun görünür yol. Umut ise en güçlü yakıttır ve hep ileri götürür. “Hadi der, yapabilirsin”. @2yumak4bucak gönüllüleri de böyle yapıyor işte. Aynı kıyıya vuran deniz yıldızlarını tek tek kurtaran adam gibi. Bir kişi için bir şeyi değiştirsek yeter bize. Bu iyilik hareketinin sesi ve parçası olur ısıtır, merhem olursunuz.
Herkesi, her canlıyı sarmak, kucaklamak ve iyileştirmek niyetinde. İçinde saf iyilik olan sessiz canlar da toplu çabamıza ortak oldu. Patili canlar için ören dostlarımızı da aramıza bekliyoruz. Bir ilmek, bir pati🐾 , bir can♥
“Büyüyünce ne olacaksın yavrum?” diye sordular küçük çocuğa. Hiç düşünmeden cevap verdi: “İyi olacağım”
Şaşırdılar yanındaki büyükler. “Elbette yavrum, ama ne iş yapacaksın, nasıl kazanacaksın hayatını?“.
Kocaman gözleri ile oradakilere baktı çocuk: “ İyi olursam, her şey olabilirim her şey!”
İşte o küçük çocuğun ruhu ile çıktık yola. İyi olursak her şey olur, kolay olur, güzel olur ve de hallolur. Gelin siz de bu iyilik hareketine el verin. Örün iyileşin, iyileştirin. Öremiyorsunuz paylaşın. Sadece iyi olalım hep beraber yeter.