Dizi ve filmlerde çok farklı karakterler canlandıran başarılı oyuncu, Ünyeli hemşerim Mustafa Şimşek’in Motto Yayınları‘ndan çıkan ilk kitabı “Annem Şimdi Bana Kızacak!-Damla Büyüdü” kitapçı raflarında okurlarını bekliyor. Kitap, yazarın renkli hayat hikayesinden kesitler sunarken, yazdığı şiirlere, senaryo kesitlerine ve hayatında iz bırakan anılara yer veriyor.
Yıllardır oyunculuğunu ilgi ve beğeniyle takip ettiğim Mustafa Abi ile (Ünye’de aynı Mahallenin çocuklarıyız) sinemadan sonra yeni heyecanı olan “Annem Şimdi Bana Kızacak” adlı kitabını ve Ünye’de geçen hayatını konuştuk.
ÜNYE’DE CÜCÜR’DE SATIŞTA
Hayırlı uğurlu olsun kitabınız, okuru bol olsun. Okurlardan nasıl geri dönüşler aldınız, özellikle anneniz okudu ve size kızdı mı ?
Kitap çıkalı yaklaşık bir ay oldu. Kitap Yurdu’ndan (kitapyurdu.com) satışı hemen başladı. Ancak, dağıtımcılara kitap daha yeni ulaştı. Onların da kitapçılara dağıtması süreci, biraz yavaş ilerliyor doğrusu. Haliyle bu uzmanlık alanım değil. 3-4 gündür D&R kitap sitesinde, kitapyurdu.com sitesinde ise yaklaşık bir aydır, satışlar başladı. Yukarıda söylediğim gibi birkaç site daha var. Şimdi isimlerini hatırlayamadım. Bütün bu süreçler benim için yeni. Ve, çok bilmediğim durumlar. Haa bu arada memleketimiz Ünye’de Cücür Kitap’ta satışı devam ediyor.
Son tahlilde soruya gelirsek, geriye dönüşler için erken. Ama yakın dostlarımdan, güzel dönüşler var… Bu güzel geri dönüşleri, burada ben kurmayayım, okuyucu adaylarımızın takdirine bırakalım…
Ben kitabın sizi yansıttığını düşünüyorum, oyunculuk, şairlik, yazarlık ve anıların güzel bir dozla harmanlandığı ilgi çekici bir karışım olmuş. Sonuçta merak ve ilgiyle okunan bir ürün çıkmış ortaya. Tebrik ediyor, daha çok okura ulaşmasını diliyorum.
Anam, kitabımın yolculuğunu göremedi. Zira, kitap basım yolculuğuna çıktığında anamın da son yolculuğuna çıkalı birkaç ay olmuştu sadece maalesef.
Üzüldüm başınız sağ olsun, anneniz nur içinde yatsın.
BENİM TEK TUTKUM OYUNCULUK
“Annem Şimdi Bana Kızacak! – Damla Büyüdü” ilk kitabınız olmasına rağmen, Türk Usulü Evlenmek ve Göldeki Resim gibi ödüller alan senaryolarınız var, yazarlık oyunculukla birlikte hep devam etmiş sizin hayatınızda. Terazi kefesine koysanız hangisi ağır basar oyunculuk mu, yazarlık mı?
Oyunculuk ve yazarlık birlikte gittiler. Ve fakat yazarlığı hep amatör ruhla yaptım, ödüller aldım vs. Ancak ruhun kaybolmasına izin vermedim. Benim tek tutkum oyunculuk öncelikli olarak. Yeni bir serüven başladı şimdi benim için. Yıllar önce üzerine çalıştığım (Annem Şimdi Bana Kızacak) dosyam tozlu raflarımdan kalktı, ‘Motto Yayınları’ nın öncülüğünde okuyucu adaylarıyla buluştu, buluşmaya devam ediyor.
Editörüm, yazmam konusunda beni cesaretlendiriyor. Sürece bakacağız… Ama “terazinin ağır basan tarafı ne?” diye sorduğumda kendime, yukarıda o kadar cümle kurduktan sonra oyunculuk olduğu gün gibi ortada aslında.
ÜNYE KARADENİZ’İN İNCİSİDİR
“Ünye’liler kimlerdensin hemşerim” sorusunu çok sever, ben de size sorsam. Çocukluğunuzda Ünye nasıl bir yerdi ki, böyle heyecanlı ve traji-komik hikayeler yaşamışsınız?
Kaçınılmaz sorudur bizim oraların ya da “bizim ulların. ” Baba Gürcü, anne Türk; haliyle melezim. Ünye’nin Tekkiraz Köyünden (artık köylerimiz mahalle oldu ya). Hasan Çavuşlar diyorlar bize. Ama, beş sülaleye bölünmüş bir hikayemiz olduğu söyleniyor eskiler tarafından: Şimşek, Yılmaz, Çil, Çiloğlu ve Çiçek. 93 harbinde Acara’dan Ünye’ye göçmüş geniş sülalenin kalıntılarıyız son tahlilde…
“Ünye Karadeniz’in İncisidir” Klişe ama öyle deniyor ne yapabiliriz? Gelip gören burada yaşlanmak ister hep. Bu arada, senin de bildiğin gibi Ünye’nin Hamidiye Mahallesi’ndenim. Seninle mahalledaş olduğumuz da çıkıyor ortaya. Haliyle bizim “ullarda” hikaye bitmez… Ve her insanımızın hayatı romandır. Ve dahi şairdir de aynı zamanda…
Aziz Nesin’in değişiyle: “… seninki de bir şey mi, bizde her üç kişiden dördü şairdir.” dediği gibi…
Ayıptır söylemesi (söyleme u zaman), insanımız her şeyden “biraz” anlar.
Tatillerinizi Ünye’de geçirdiğinizi biliyorum, şimdiki Ünye’yi çocukluğunuzdaki haliyle karşılaştırsanız -sosyal hayat, mahalle hayatı, dostluklar- neler söylemek istersiniz?
Yıllardır tatilimi doğduğum ve yetiştiğim Ünye’de geçiriyorum. Bu, sağlığımca -böyle- sürecek. Bu soru sorulduğunda insan içine şöyle, derince bir nefes alır önce. Usulca geri verirken, sayfalar dolusu cümleler kümesi kurabilir ama… Yani çağ hızla hızlanıyor. Yetişmek mümkün değil. Değerler, öncelikler değişiyor. Tüketiyoruz hızla her şeyi. Rağmen ben bu hıza direnme çabasındayım. Hasletlerimden vazgeçmeye hiç niyetim yok.
“NECİP FAZIL” OLDUKÇA ZOR BİR KARAKTERDİ
Ünye’de amatör futbol oynarken “ya futbolcu, ya da artist olacağım” diyormuşsunuz ancak, hayat rüzgarı sizi İstanbul’a sürüklemiş ve bir süre abinizin ayakkabıcı dükkanında çalışmaya başlamışsınız. Daha sonra nasıl açıldı oyunculuk kapıları size?
Ünye’den İstanbul’a gelirken abimle anlaşma yaptım; “Orada bir takımda futbol oynarsam, senin dükkanınla da ilgilenirim” dedim. İstanbul serüvenim böylece başlamış oldu. Detaylar kitabın içinde var ve geçiyorum. Aktörlükle yolculuğa çıkmamın başlangıcında ise; yanımızda çalışan çırağımın annesinin büyük katkısı var, yol haritası için. Yeşilçam film sektörünün içindeydi kendisi. Ve bir tiyatro grupları vardı. Benim oyunculuk isteğimi bildiği için, kendi tiyatro grubunun kurucusu Engin Özer Hocamla tanıştırdı beni ve sinema serüvenim başlamış oldu.
Oyunculuk hayatınızın dönüm noktası “Sevda Kuşun Kanadında” dizisinde canlandırdığınız Necip Fazıl karakteri olmuş hatta “Ekşi Sözlükte; sevenini sevmeyenini yerinden hoplatacak kadar başarıyla canlandıran büyük oyuncu! Mezarından çıkarılıp büyüyle tekrar canlanmış kadar gerçekçi oynadı! Sesiyle, tipiyle, haliyle, tikiyle her şey mükemmeldi” yorumlarını okudum. Oyunculuğunuzun bu kadar beğenileceğini tahmin etmiş miydiniz?
Bakıyorum da, hayatım boyunca hep zor olanı istemişim her alanda. Onlarla mücadele sürecim yaşam coşkumu artırdığını düşünüyorum. Oyunculukta da bu böyle. Necip Fazıl karakteri oldukça zor bir karakterdi. Ve benim yapımla yüz seksen derecelik bir açı oluşuyordu. İşte beni, heyecanlandırın alan tam da burası. Taban tabana zıt bir karaktere bürünmek! İşte, zor olan rağmen, başarmam için kışkırtan ve heyecanlandıran beni.
Haliyle, bu rol için uzun bir hazırlık döneminden geçtim. Üstat üzerine yoğun okumalar yaptım. Kendi eserleri ve hakkında olanları. Bu okumalar sürerken konferans videolarını izledim. Vücut dili, jest ve mimiklerini içselleştirmeye çalıştım natürellik adına. Üstat hakkında bir kitap okurken dahi, kulaklıktan onun sesini dinliyordum biteviye. Emek doğru noktalarda geziniyorsa seyircisinde bir karşılığının olduğuna inanıyorum.
O kadar sevilmiş ise, ne mutlu bana.
DAA NASI ANLATULU BİLMİİM Kİ !
Kitapta Ünye ağızıyla söylenen bir cümle var; “Acuk öte gitsezee düüşiim ya!” Ünye şivesini ve nüktedanlığını ben Ünyeli olarak çok iyi anlıyorum. Okurlarımıza biraz açabilir misiniz?
Buradaki, “Acuk öte gitsezee düşiim ya!” bir ironi haliyle. Senin de bildiğin gibi amiyane tabirle, denk geldiğinde “yapuşturiik” Daa nası anlatulu bilmiim ki.
Bizim insanımız kendisiyle dalga geçebilecek cesareti olan; hassas, duyarlı aynı zamanda özgüveni olan da insanlardır. Eğlenmeyi, eğlendirmeyi seven halleri vardır. Abartmıyorum, sen bir yabancı olarak yol sorduğunda, o, kendi önceliğini bir kenara bırakabilir. Senin işini görmek için çırpınırken; ve dahi o gece misafir etmiş, yedirmiş-içirmiştir. Sen ertesi güne, mutlu-mesut uyanmış bulabilirsin kendini haliyle. O da tüm bunlardan mutludur zaten.
Gerçekleştirmek için hayalini kurduğunuz yeni işler projeler eminim vardır, bizimle paylaşabilir misiniz?
Tabi ki var. Kültür Bakanlığından ödül almış (2017) “Nereye Dönersen Dön.” adlı senaryom, çekim öncesi hazırlıklarına başlamıştım ki; pandemi süreci sebebiyle, ertelenmeye devam ediyor halen. İlk yönetmenlik deneyimini yapacağım filmim Yatırımcısı hazır bekliyor bakalım, nasip…
Bunun dışında sinema ve dizi projeleri için (oyuncu olarak) görüşmeler devam ediyor. Şunu da söyleyebilirim, “Nereye Dönersen Dön” sinema filmimin romanını yazmam konusunda yayıncım ve Editörümün “tatlı” baskıları var. Zihnimde romanın kahramanları biteviye dolanıyorlar. Bakalım romanımın hangi biçimi önce raflardaki ya da sinema salonlarında seyircisiyle buluşacak!
Bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Sizin gibi çok yönlü ve başarılı bir hemşerim, abim olduğu için gurur duyuyorum, yolunuz açık olsun.
Sayfanda yer verdiğin için teşekkür ediyorum.