Tümü

    İlkay Buharalı; “Allah’a güven, yapabilirsin!”

    İlkay Buharalı, İletişim Fakültesi mezunu başarılı bir haberci ve program sunucusu. “İlkay Buharalı Youtube Kanalında” çok farklı söylemleri olan ezber bozan konuklar ağırlıyor. Onlar gizlenen gerçekleri söylüyor, insana kendi hakikatini hatırlatmaya çalışıyor. Buharalı, insanoğlunun kendini sorgulamasına yol açıyor tüm bu konuklar vasıtasıyla. Hakikatleri unutturan bu sistemin içinde yaptığı programlarla “Ben kimim nerden geldim nereye gidiyorum?” sorularını bize sordurmayı hedefliyor. Onu bu aydınlatıcı videolarıyla tanıdım ve merak ettiğim soruları yönelttim kendisine.

    BİZİ YARADAN, ÖYLECE ATMADI BU DÜNYAYA 

    Tam bir basın emekçisi görüyorum sizin çalışma hayatınıza baktığımda. Asistanlıktan muhabirliğe, editörlükten genel koordinatörlüğe, oradan sunuculuğa ve haberciliğe uzanan bir yolculuğunuz olmuş. En dibe düştüğünüzde insanların “iyisin, iyisin, tamam kal orada” dediklerini söylemiş ve ayağa kalkış hikâyenizi hazır olduğunuzda anlatacağınızı söylüyorsunuz bir videonuzda. Anlatmaya hazır mısınız yeniden doğuş hikâyenizi?

    Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim öncelikle. Ara ara sizin de söylediğiniz gibi yaşadıklarımı ufak ufak anlatsam da hikâyenin tamamını anlatmaya henüz hazır değilim. Ama anlatacağım eninde sonunda, çünkü zorluklar yaşayan, benim gibi dibi gören kim varsa; anlattıklarımla ona sıkıca sarılmak, “her zaman bir çözüm var, Allaha ve kendine güven, yapabilirsin” demek istiyorum. Yalnız değiliz bu dünyada, bizi Yaradan, öylece atmadı bu dünyaya…

     

    Mehmet Ali Bulut, Deniz Erten, Sinan Canan, Gazi Özdemir, Olgun Aydoğdu, Azra Kohen, Zekeriya Efiloğlu ve Alişan Kapaklıkaya yayınlarını izlediğim konuklarınızdan başlıcaları. Konuklarınız doğru bildiğimiz yanlışları insanın yüzüne vuran gizli bilgileri açıklamaktan çekinmeyen kişiler oluyor genellikle, bu özel konukları nasıl seçiyorsunuz? Şimdiye kadar en etkilendiğiniz yayın ve konuk hangisi oldu?

    Ben kimden etkileniyorsam, kime gerçekten soru sormak istiyorsam, kimin anlatacaklarını merak ediyorsam; o konukları ağırlıyorum programımda. Her biri samimiyetlerine %100 inandığım, birbirinden güzel insanlar. Birini bir diğerinden ayırırsam gerçekten haksızlık etmiş olurum. Saydığınız tüm bu kıymetli insanların dünyama ve kanalıma katkısı çok büyük oldu.

     

    KARANLIK GÖSTERE GÖSTERE YÜKSELİYOR

    AYDINLIK DA BİR O KADAR İÇİMİZDE

    Korona dönemini bilinç atlama çağı olarak değerlendiriyor ve bu çağın Kuran Çağı olduğunu, karanlık artarken aydınlığın da yükseldiğini söylüyorsunuz. Umudunuzun kaynağı nedir açıklayabilir misiniz? 

    Ah ne güzel sorular bunlar. Ne içten bir takipçi olmuşsunuz, samimiyet ile söylüyorum yüreğim sızladı. İşte umudum; tam da bundan. Biz birbirini yüreğinden tanıyan bir dolu insanız. Samimiyetle yapılan bir Allah sohbetinde yüreği sızlayan yüzbinleri bir arada görmeyi nasip etti Rabbim. Nasıl umutlu olmam.

    Evet bu dünya zıtlıkları ile var. Evet bir taraftan hepimiz şahitlik ediyoruz ki, karanlık göstere göstere yükseliyor. Ama tüm kalbim ile biliyorum ki; aydınlık da bir o kadar içimizde… Birbirimize çıkarsız, menfaatsiz, iyi niyetler ile uzanan ellerimizde!

    BÜYÜK SINAVLAR VERECEĞİZ 

    Birçok insanın “Komplo Teorisi” diyerek üstünü kapamaya çalıştığı konuları cesaretle kanalınıza taşıyor ve uzmanını konuşturuyorsunuz. Gelen olumsuz tepkiler sizi korkutmuyor mu, nasıl etkiliyor bu bilgiler hayatınızı?

    YouTube dediğimiz yer bana göre tam bir er meydanı. Takipçinin sizi beğendiği kadar eleştirmeye de hakkı var. Yunus’un dediği gibi ne övgüyü ne yergiyi abartmamak gerek. Herkesi memnun etmek zaten imkânsız. Ama ben genel olarak çektiğim videoların anlaşıldığını görüyorum. Daha da önemlisi bir işe yaradığını görüyorum. Bu tarifsiz bir mutluluk. Yaptığım işin uyanışa bir katkısı olmuşsa, tepkilerden korkmak aklıma bile gelmez.

    Ama bazen günlerce etkisinde kaldığım açıklamalar oluyor. Bir bakıyorum aylar içinde birbirini tamamlayan videolar oluşmuş.

    Şu kadarını söyleyeyim; dünya ve insanlık için, çok daha zor tuzaklar kurulacağını, vereceğimiz büyük sınavlar olacağını düşünüyorum. Ama biliyorum ki; her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır! 

    “İnsanın kendisini arama yolculuğu” olarak tanımlıyorsunuz hayatı. Bu yolculuğun neresindesiniz, gönlünün muradını gerçekleştirmiş olan mutlu bir insan olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Çıktığınız bu hakikat yolculuğunda öğrendiğiniz en önemli şey ne oldu? 

    Şükürler olsun genel olarak mutlu bir insanım evet. Ama gönlümün muradını gerçekleştirdim diyemem. Hakiki muradım için son nefese kadar çaba gerek.

    Yolun neresindeyim; onu da bilmiyorum inan. Kendimi, hakikati aradığım bir yoldayım sadece. Yolum dosdoğru olsun diye de duadayım!

    TEKNOLOJİNİN ESARETE DÖNÜŞMESİ AN MESELESİ 

    Küçük bir oğlunuz var, Allah bağışlasın. Ona nasıl bir gelecek bırakmak istiyorsunuz? İşiniz konusunda eşinizin ve ailenizin desteğini alıyor musunuz? Aile sizin için ne anlam ifade ediyor?

    Elimde olsa adaletli bir dünya bırakalım çocuklarımıza isterim. Bunun için de öncelikle adalet duygusuna sahip, hak yemeyen ama kendi hakkını da yedirmeyen, can olmanın ötesinde hiçbir ayrım gözetmeyen bir evlat yetiştirmeye çalışıyorum.

    Eşime gelince birlikte çalışıyoruz. Eşim harika bir kurgu yönetmeni ve videoların hepsi onun elinden geçiyor. Ve her zaman her konuda en büyük destekçim eşim.

    Ailem; Yüce Allah’ın bana verdiği bir ödül.

    Son olarak, sizce teknoloji özgürlük mü esaret mi? diye sormak istiyorum.

    Teknoloji insanlığın emrinde ve hayırlı hizmetindeyse tabii ki özgürlük ama insanlığı-zihinleri esir alıyorsa; esarete dönüşmesi an meselesi. 

    Çok teşekkür ediyorum bu söyleşi için. Programlarınızın meraklı bir takipçisiyim. Yolunuz açık olsun, bizi aydınlatmaya devam edin.

    Yorumun benim için değerli

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.